Genel müdür, genel koordinatör, insan kaynakları müdürü ya da muhasebe müdürü. Bu pozisyonların sizce bir geleceği var mı? Bunlar sizin de kulağınıza böyle biraz fazla merkeziyetçi gibi gelmiyor mu?
Yönetim danışmanları Gary Hamel ve Michele Zanini tarafından kaleme alınan “Humanocracy” isimli kitapta yazarlar kurumlardaki bu tür merkezi yönetimlerin yerini ekiplerin alması gerektiğine açıkça ortaya koyuyorlar. Çalışanlara daha fazla inisiyatif kullandırılmasıyla aslında düşük profilli işlerin bile hayli yüksek katma değer yaratabileceğine dikkat çeken yazarlar Toyota ya da Netflix gibi devleri iyi örnekler arasına sıralıyorlar. İş dünyasındaki en büyük problemlerden bir tanesinin de dikey yönetim modeli olduğuna vurgu yapan Hamel ve Zanini yeni düzende bürokrasiye yer kalmadığını ifade ediyorlar.
Harvard Business Review tarafından
yürütülen bir araştırmaya göre günümüzde
orta ölçekli şirketlerde 6, büyük ölçekli şirketlerde ise yaklaşık 8 katlı bir dikey yönetim sistemi mevcut dostlar. 8 kat. Yani her çalışanın bir yöneticisinin, yöneticisinin, yöneticisinin, yöneticisinin, yöneticisinin, yöneticisinin, yöneticisinin de bir yöneticisi var. Bir bilginin en alttan en üste ulaşabilmesi için 8 kapıdan geçmesi gerekiyor. Ancak unutmayalım ki bugünün hızlı dünyasında da hiçbir kararın bekleyecek bu denli uzun zamanı da bulunmuyor. Ünlü Fütüristlerden Ray Kurzwell’e göre 21 yüzyılda, yani sadece 100 yıllık süre içerisinde dünya 20.000 yıllık süreye eşdeğer bir ilerleme kaydedecek. Herhangi bir kurum için bu hıza ayak uydurabilmenin önündeki belki de en büyük engel bürokrasi ve çok katlı dikey yönetim modelleri.
Bakınız 1983 yılından günümüze Amerikan şirketlerinde yönetim kadroları %100 büyürken, çalışanların adedi sadece %44 oranında artış göstermiş. Yani işi yapanlardan çok yaptıranların adedi artırılmış. Oysa bugünün çalışma düzeninde artık her şeye karar veren birkaç kişinin yönetimi yerine, gücün ufak ekiplere paye edildiği, demerkeziyetçi yönetim modelleri tercih ediliyor. Buna verilebilecek en güzel örneklerden bir tanesi de hiç şüphesiz Google. Google, bünyesinde binlerce küçük ekibi barındıran koskocaman bir şirket. Her ekip kendi projesini yönetiyor, kendi anlaşmalarını yapıyor, hatta satınalmasına, işe alımına ve bütçe yönetimine bile kendisi karar veriyor ve tabi günün sonunda da üst yönetime kendisi hesap veriyor. Ekiplerin performansları iş sonuçları üzerinden değerlendiriliyor ve prim ödemeleri kişilere değil ekiplere yapılıyor. Böylece hem şirket içerisinde seri bir iş akışı sağlanmış oluyor, hem şirket daha demerkezi biçimde yönetilebiliyor, hem karar alma süreçlerine doğrudan dahil olan çalışanlar işlerini adeta birer kurum içi girişimci gibi çok daha fazla sahiplenerek yürütüyor, hem de ekipler arası oluşan rekabetçi ortam herkesi gerçek potansiyelini ortaya çıkartmaya teşvik ediyor. Bu modelin ancak böyle Google gibi yeni nesil dijital şirketler tarafında uygulanabileceğini düşünüyorsanız da ben bunu tekrar bir düşünün derim. Bakınız sağlık hizmetleri alanında faaliyet gösteren Hollandalı Buurtzorg isimli şirket tam 1,200 küçük ekip tarafından yönetiliyor. Bu ekiplerde yer alan 15.000 çalışana karşılık tüm şirkette toplamda sadece 100 yönetici var. Bir başka örnek ise Amerikan çelik devi Nucor. Şirket kendi içerisinde 75 ayrı bölüme ayrılmış ve her bölüm kendi kendini idare ediyor. Evet, tüm bu şirketlerin de birer merkezi yönetimi elbette ki mevcut ancak hem bu kişilerin sayıları hayli az, hem de sadece makro konulardaki karar alma süreçlerine müdahil oluyorlar. Yani kurumlar adeta iç işlerinde bağımsız, ana stratejiyi etkileyecek dış işlerinde ise üst yönetime bağlı ekiplerce federatif bir modelde yönetiliyor.
Dostlar... Gallup tarafından 2019 yılında yapılan araştırmaya göre çalışanların sadece 5’te biri fikirlerinin çalıştıkları kurumlarca önemsendiğine inanıyor. Yani 4/5’i benim fikrim kimsenin umurunda değil diyor. Bu durumun böyle devam etmeyeceği ortada. Kurumunuzda merkezi departmanlar yerine ufak kabilelerden oluşan demerkezi bir yapıyı nasıl tesis edebilirsiniz bunu lütfen bir düşünün. Gereğini yapın. Görüşürüz. #gereğiniyap #farketfarkyarat #işgeliştirme #yenidüzen #yeniyönetim #demerkeziyetçilik #ekiplerleyönetim #kabilekurumlar #berkesarpaş
Comments