İlmek ilmek kurduğunuz ve büyüttüğünüz işinizi geliştirirken bir yanda da onu nasıl yok edeceğinizin planlarını yapıyor musunuz? Kurduğum işi neden yok etmeye çalışayım ki diye mi sordunuz? Yanlış soru.
Prof. Clayton Christensen tarafından ortaya atılan “disruption” pazarın doğasını, tabiatını değiştiren bir ürün geliştirmek demek. Bir başka değişle oraya çıkarttığınız yeni bir ürün neticesinde bir başka ürünün kullanımını geçersizleştirmek anlamına geliyor.
Hatırlarsanız Jobs Iphone’u piyasaya sunduğunda “We reinvented the phone!” ifadesiyle biz telefonu yeniden icat ettik demişti. Haklıydı. Iphone sonrası sabit telefonlar ve akıllı olmayan cep telefonları tarihe karışmaya başladılar, çünkü Iphone sunduğu süper gelişmiş özellikler sayesinde bunlara olan ihtiyacı tamamen gereksiz hale getirdi. Çok çeşitli app, kolay kullanımlı mail, geniş repertuara sahip bir müzik sistemi ve gelişmiş kamera gibi bir dizi özellikle laptoplara bile duyulan ihtiyacı muazzam oranda azaltmıştı Iphone... Bu arada aynı hikaye Macintosh tarafında da yaşanmıştı hatırlarsanız. 1980’lerin başında piyasada adı dolanmaya başlayan bu bilgisayar tipi çoğumuzun kullanmaktan kaçındığı bir sistemdi çünkü uyumsuzdu.
"Disruptive şeyler kurulu sistemlerle uyumsuz olur zaten çünkü yeni bir sistem önermesiyle gelirler. Devrimcilerdir yani."
2000’lerde Melbourne’de üniversite okurken Macintosh’un projektörler ya da Microsoft Office ile olan uyumsuzluğu ben dahil birçok arkadaşımı ve hocamı bu sistemden uzak durmaya itmişti. O dönem IT dersini aldığım İtalyan asıllı hocam Prof. Roberto Danielle ise bana “Aslında Mac gibisi yok, gerçek bilgisayar bu” demişti. Bu yeni sistemin bir avuç sadık savunucusuna karşın milyonlarca karşıtı vardı. Uyumsuzluğu bu sistemi satın almama 15 yıl kadar daha mani olduysa da 2015 yılında ilk Mac’imi edindim. Bugün benden Mac’imi alıp üzerine 500.000TL nakit para ile en gelişmiş PC’yi verseniz ve karşılığında da ölene kadar PC kullanmamı isteseniz ben bunu kabul etmem. (Beni test edebilirsiniz bu arada.) Çünkü, Mac zamanı için devrimsel bir buluştu. Ve her devrim kurulu sistemin unsurları tarafında başlangıçta reddedilir ve itilir. Ancak kendisine zaman içerisinde yeteri kadar taraftar toplamayı başarırsa, yönetim şebekesinde esnek bir işbirliği tesis edebilirse, belirli bir zamanın sonucunda mevcut sistemi ortadan kaldırabilir. Bugün PC dünyası hala e-sporcular ya da kodlamacılar tarafından görece daha fazla tercih ediliyor olsa da iş dünyasının genel tercihi Mac’tir…
Sınırları aşmak, sistemi kırmak, düzeni bozmak kafalarında olan Jobs için bu hamleler bence tamamen içgüdüseldi ama 90’larda Harvard’da ortaya atılan bu yeni terminolojinin yani disruption’ın altını da zaman içerisinde fazlasıyla doldurdu. Peki, ya Jobs sonrası? Apple, yıkıcı hayallerin en ilham veren örneklerinden olan Iphone ve Mac için bugün yeni disruptive hayaller kuruyor mu? Sanmam. Ben her geçen gün Apple’ın sabit maaşa talim eden bir devlet memuruna daha da fazla dönüştüğünü gözlemliyorum. İSKİ gibiler. Kameranın pixelini büyütmek, hatta telefona 3-5 kamera daha eklemek, hafızasının kapasitesini artırmak ya da işlemcisinin hızını yükseltmek gibi eylemlerin hiçbirisi disruptive hamleler değil. Bu işlerin hiçbiri yeni bir şeyler icat etmekle ilgili de değil. Hepsi olanı geliştirmek yolunda atılan “ inovatif” adımlar.
Ekonomik değer taşıyan yeniliğe inovasyon diyoruz biliyorsunuz. Siz bilgisayarınızı Core I5’ten Core I7’ye çıkarttığınızda bir inovasyon yapmış oluyorsunuz. Ancak hatırlatmalıyım ki inovasyon çağı kapandı! Dönem yıkıcı yenilik dönemi. Yakında ortaya çıkacak kuantum bilgisayarları titreşimler üzerinden aktardıkları bilgiler ile 1 byte’ten sonsuz veri akışı sağlamaya başladığında hiçbirimizin ICore3459330’e de ihtiyacı kalmamış olacak. Telefonu da yakında hap olarak yutacağız gibi görünüyor. Yani, Mac ve Iphone’u ya Apple yok edecek ya da Mapple.
Henüz zaman varken, yol yakınken, ürünlerinize bebeğinizmiş gibi sarılmaktan vazgeçin. Onları yok etmenin, onları gereksiz kılmanın yollarını düşünün. Amaçlarınıza sarılın, ürünlerinize değil. Ve şunları düşünmeye başlayın: “1.) Ne icat edilirse benim ürünüme ve hizmetime olan ihtiyaç tamamen ortadan kalkar. 2.) Ben o şeyi nasıl icat edebilirim.” Yaratıcısı olduğunuz ürünlerinizin zayıf noktalarını da en iyi siz bilirsiniz. Oralara odaklanarak başlayın. Kendinizi hackleyin. #gereğiniyap #farketfarkyarat #berkesarpaş #disruption #yıkıcıyenilik #devrimselgirişimcilik #devrim #inovasyon #iphone #mac #apple #işgeliştirme #kuantumbilgisayarı #pc
Comments